13 Şubat 2013 Çarşamba

Kreş de Anne Baba Ekinliği


Güneyin kreşinde veli etkinliği vardı. Tabi bizim de sıramız geldiğinde davete katılmak gerekiyordu.Güneyin isteği üzerine bu etkinliğe babamız özellikle katılmak zorunda kaldı. Yoğun işlerinin arasında Güneye verdiği sözü tutmak gerekiyor du tabi.Eşimle okulda buluştuk.Babamız çocuklara işi gereği sağlıkla ilgili çocuklara yönelik  bir şeyler anlattı. Güney de babasının asistanı olarak doktor önlüğünü giydi ve arkadaşlarına oksijen maskesinin nasıl takılacağını gösterdi. Tabi ukalalık da yapmayı ihmal etmedi."Sadece bunu bu şekilde takıyorsunuz korkacak ne var ki sadece hava geliyor"
 Çocukların okulda anne babasını görmesi onları ne kadar mutlu ediyormuş meğer . Güneyin devamlı yüzü gülüyor du yapmadığı şımarıklık kalmadı.Babamızın anlatacakları bitince sıra bana geldi . Ben de çocukların hoşuna gidecek tişört boyama yapmaya karar vermiştim. Güney le daha önceden tişört boyadığımız için çok heyecanlıydı. Hiç yerinde duramadı ve kontrolden çıktı. Öncelikle diğer çocuklara göstermek için Güneyle boyama ve el baskısı yaptık. Ama hızımızı alamadık ve Güney tişörtte boyanmadık yer bırakmayana kadar baskı yapmaya devam etti. Diğer arkadaşlarına sıra biraz zor geldi ama hepsine tişört boyatmayı başardık. Yalnız bu işin çok zor olduğunu bir kez daha kabul ettim. Nilüfer Hanımla bir ara göz göze geldim ve beni kurtar diye yalvaran bir bakış attım. Kısaca öğretmenlik çok zor iş  hele ki kreş öğretmenliği...daha da zorrr

.












1 Şubat 2013 Cuma

Bu Savaşı Kazanamadık

Üzgünüm Annem
 Bu savaşı kazanamadık. Çok direndik ama olmadı..Bu  lanet hastalık senin umudunu, yaşama hakkını en önemlisi de seni bizden aldı.  Bir gün bunun olacağını biliyorduk ama o günün bu kadar yakın olduğunu düşünmemiştik. Maalesef  o acı gün  10 Ocak olarak tarihlere geçti.Yokluğun içime dokunuyor be annem. Başta mantıklı düşünmeye çalıştım. biz mi yoksa senin çektiğin o acılar mı diye
  
 Acıların  ve ağrıların aklıma geldiğinde  yokluğunu kabul ettiğimi sandım.Ama zaman geçtikçe  özlemin  arttıkça   yokluğun  insanın içini daha çok acıtıyormuş.Aslında bakarsan dışarıdan iyiyim. Yokluğunu kabullendim gibi.Hastalığın süresince bu sona hazırlamışım kendimi  amaaa  işte bu ama yı kimselere anlatamam. Biliyormusun sen den en son umudu öğrendim. Son ana kadar yaşama umudun vardı. Neler olacağını biliyordun ama belki bir umut belki bir mucize olur da iyileşirim diye düşünüyordun. İşte bana en çok bu dokunuyor. Yaşamayı bu kadar seven biri nasıl olur da bu kadar erken aramızdan ayrılır diye. 

Yenildik... Savaşımızı kaybettik.Eğer seni kırdıysam seni üzdüysem affet be annem ...Biliyorum sen orada artık huzurlusun ama biz seni burada çok özleyecez be anne..  

Hürriyet

Bunlar da ilginizi çekebilir:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...