Yemyeşil bir doğada hayatı keşfederek büyümek çocuklarınızın en doğal hakkı. Yapılan araştırmalara göre doğa ile iç içe büyüyen çocuklar, apartmanların içine sıkışarak yaşayan çocuklara göre pek çok avantaja sahip oluyor.
Philadelphia Çocuk Hastanesi, Gastroenteroloji ve Beslenme Bölümü doktorlarından Dr. Burdette ve Dr. Whitaker, açık havada zaman geçiren çocukların fiziksel ve zihinsel olarak daha gelişkin olduklarının altını çiziyor. Yale Üniversitesi Doğa Bilimi Profesörlerinden Dr. Kellet ise, açık havada, doğada düzenli olarak zaman geçiren çocukların stressiz ve dikkat süreleri daha uzun çocuklar olduğunu dile getiriyor.
Doğa ile iç içe yaşayan çocuklar için keşfetmek, günlük hayatın bir parçası haline geliyor. Gözlemleme yetileri artan çocuklar araştırmacı, sorgulayan bir karaktere sahip oluyor.
Açık havada zaman geçiren çocuklar üzerine yapılan araştırmalar sonucunda, doğal çevrede düzenli olarak zaman geçiren çocukların daha üretken, stressiz ve dikkat sürelerinin daha uzun olduğunu net bir şekilde ortaya çıkıyor.
Pek çok araştırma, açık havada alınan gün ışığının D vitamini sentezi sağlayan etkisiyle, öğrenmeyi ve üretimi etkilediğini, bağışıklık sistemi için hayati önem taşıdığını, biyolojik saati düzenlediğini ve çocukların daha mutlu olmasını sağladığını gösteriyor.
Doğal çevrede büyüyen çocuklar, diğer çocuklara göre daha girişken ve daha sosyal oluyor. Bu durum ilerleyen yaşlarda çocuğun daha kolay arkadaş edinmesini ve hayata daha sıkı tutunmasını sağlıyor.
Doğanın çocuklara faydası saymakla bitmiyor. Siz de hem çocuğunuzun yemyeşil bir doğa içinde büyüyüp, hayatı daha güzel yaşamasını istiyor hem de geleceği için iyi bir yatırım yapmak istiyorsanız sizi KÖY’e davet ediyoruz.
Şehrin doğası: KÖY
Siyahkalem, Emlak Konut güvencesiyle, yeni ulaşım ve alt yapı yatırımları ile İstanbul’un gün geçtikçe değerlenen bölgesi Zekeriyaköy’de, vazgeçemediğiniz şehir yaşamını, yemyeşil bir doğa içinde KÖY ‘de size sunuyor. İçinde ÇarşıKÖY’ünden spor alanlarına, oyun parklarından okuluna pek çok olanakları barındıran KÖY ’de her zaman hayalini kurduğunuz hayat, uygun ödeme koşullarıyla sizi bekliyor. Siz de hem kendi geleceğiniz hem de çocuğunuzun geleceği için doğru bir yatırım yapın ve KÖY’de yerinizi alın.
Ayrıntılı bilgi almak için tıklayınız.
Bir boomads advertorial içeriğidir.
19 Mayıs 2016 Perşembe
4 Mayıs 2016 Çarşamba
Tüm Unutkan Anneler’in Anneler Günü kutlu olsun!
Anneler Günü geldi çattı… “Hep daha iyisi” diyerek bebeklerin ve annelerin isteklerine her zaman en iyi şekilde cevap veren, Türkiye’nin yeni bebek bezi ve ıslak havlu markası Sleepy, Unutkan Anneler’e teşekkür ederek onları unutmadığını gösterdi.
Bir zamanlar uyku kelimesini en sıcak kelime olarak tanımlayan, %50 indirimleri ve yeni sezon çantaları kaçırmayan, en son çıkan filmlere en önce giden, yemek keyfinden asla ödün vermeyen, küçük bir temizlikten sonra bile en az 3 saat dinlenen ve fönsüz dışarı adımını atmayan ama bir gün, dünyalarını değiştiren o büyük mutluluk ile birlikte dünyaları unutan tüm Unutkan Anneler’in Anneler Günü’nü büyük bir coşku ile kutladı.
Kendilerini çocuklarına adaya Unutkan Anneler’i unutmayan Sleepy, Anneler Günü için özel olarak hazırladığı ajandası ile de tüm annelerin kalbini çalmayı başardı. #unutkananneler hashtag’ini kullanarak Instagram ve Twitter sayfalarında paylaşımda bulunan ve Mayıs Ayı boyunca market.sleepy.com.tr adresinden alışveriş yapan herkese dağıtılacak bu ajanda ile tüm bir yıl mutluluk ve bol bol gülümsemeyle geçecek.
http://www.unutkananneler.com/
Sleepy, en sevdikleri pastanın son dilimini her zaman çocuklarına ayıran ve gerçek sevginin ne anlama geldiğini varlıklarıyla kanıtlayan Unutkan Anneler’e “İyi ki varsınız…” diyor ve kalpten bir teşekkür gönderiyor.
Bir boomads advertorial içeriğidir.
Bir zamanlar uyku kelimesini en sıcak kelime olarak tanımlayan, %50 indirimleri ve yeni sezon çantaları kaçırmayan, en son çıkan filmlere en önce giden, yemek keyfinden asla ödün vermeyen, küçük bir temizlikten sonra bile en az 3 saat dinlenen ve fönsüz dışarı adımını atmayan ama bir gün, dünyalarını değiştiren o büyük mutluluk ile birlikte dünyaları unutan tüm Unutkan Anneler’in Anneler Günü’nü büyük bir coşku ile kutladı.
Kendilerini çocuklarına adaya Unutkan Anneler’i unutmayan Sleepy, Anneler Günü için özel olarak hazırladığı ajandası ile de tüm annelerin kalbini çalmayı başardı. #unutkananneler hashtag’ini kullanarak Instagram ve Twitter sayfalarında paylaşımda bulunan ve Mayıs Ayı boyunca market.sleepy.com.tr adresinden alışveriş yapan herkese dağıtılacak bu ajanda ile tüm bir yıl mutluluk ve bol bol gülümsemeyle geçecek.
http://www.unutkananneler.com/
Sleepy, en sevdikleri pastanın son dilimini her zaman çocuklarına ayıran ve gerçek sevginin ne anlama geldiğini varlıklarıyla kanıtlayan Unutkan Anneler’e “İyi ki varsınız…” diyor ve kalpten bir teşekkür gönderiyor.
Bir boomads advertorial içeriğidir.
30 Eylül 2015 Çarşamba
Bugün günlerden "ELFİDA"
Nedendir bilmiyorum ama dilimde bugünlerde ELFİDA şarkısı takıldı. Şarkının sözleri içime işledi. Bugüne kadar şarkının sözlerini anlam katarak dinlememiştim.Anlık bir şey olsa gerek, insanların devamlı yaptıkları şeylerin farklı bir tarafını görmeleri.
Elfida nın anlamını bilmiyordum; hatta şarkının sözlerinin nasıl yazıldığını da. İnternette araştırdığımda Haluk Levent'in bu şarkıyı Kanserli bir çocuk için yazdığını öğrendim.En sevdiklerini bu hastalığa teslim etmek ne demektir çok iyi bilirim, o yüzden kanser denildiğinde içimde kocaman yaşanmışlıklar, acılar, çaresizlikler büyür. Hele bu hastalık küçük bir çocuğun yaşama hakkını elinden alacaksa, işte o zaman içimde tarif edilemez bir boşluk olur. Boşluğun tarifini asla yapamam. Çünki tarifi yok.Bu ne bir acıya, ne bir üzüntüye benziyor.Adı üstünde boşluk....
Elfida kim derseniz; Haluk Levnet'in tedavisini üstlendiği 16 çocuktan bir tanesi. "Elfida" 9 yaşında bir kız çocuğu. Kanser tedavisi görüyor. Haluk Leventte bu şarkının sözlerini bu kız çocuğu için yazmış.Şarkıyı Elfidaya dinletmek istemiş fakat Elfida'nın küçük bedeni bu hastalığa dayanamadığı için bu gerçekleşmemiş.
Elfida'nın anlamı da; feda etmeyi bilmek , gözden çıkarmak anlamında; bazen çekip gitmeyi bilmek sevdiğini yitirme acısıyla ayakta kalabilmek ....
İnternette araştırıken Milliyetin Blog sayfasında Elfida ile ilgili bir yazı ile karşılaştım, okuduğumda içime işledi ve hikayeden sonra da şarkının sözleri daha da içimi açıttı.
“Esmerdi, narindi, yaşı ufacıktı, ismim ile ismi benzeşiyordu. cerrahpaşa hastanesi ağrı merkezinde arkadaşımın annesini ziyaret ettiğim sırada annesinin ona seslenmesini duyunca bana seslendi sanarak gayri ihtiyari dönüp baktığımda gördüm onu. Tam karşı yatakta yatıyordu, içim cız etti. Aldığım nefesten, alabileceğim nefeslerden utandım. Gözlerim doluverdi kendimi tuttum. Gülümsedim, "benim de adım seninki gibi" dedim. Gülümsedi, elindeki telefonu gösterdi :
_ "haluk abim aldı" dedi. "Bana şarkı yazdı , klibinde beni oynatacak" dedi. "Ama oynamak istemediğimi söyledim" dedi. "Biliyorum yapamam" dedi, burkularak...”
_ "haluk abim aldı" dedi. "Bana şarkı yazdı , klibinde beni oynatacak" dedi. "Ama oynamak istemediğimi söyledim" dedi. "Biliyorum yapamam" dedi, burkularak...”
_"Yaparsın niye yapamayasın ki" dedim, cevap vermedi, sustu. Suskunluğu içimi dağladı. Söylenmemiş ama binlerce kelime içeren bir suskunluktu. "Gene gel" dedi. "Haluk abim hep geliyor" dedi.
_Eve dönerken hep aklımda idi. Sonrasında bir daha hiç gidemedim oraya. Teyzemiz de eve döndü. 1-2 ay sonra teyzemizi kaybettik. Sonra arkadaşımdan öğrendim ki "Elfida" da 2 ay öncesinden gitmiş yanına, orda buluşacaklar." İçime akıttığım yaşlarımı tutamadım bu sefer... Her dinlediğimde ağlatan, o kara gözleri hatırlatan...
Haluk Leventin bu şarkısını Hozan Beşir kırık türkçesi ile çok güzel yorumlamış.
Etiketler:
Elfida,
Haluk Levnet,
Hozan Beşir,
Şarkı sözü
8 Eylül 2015 Salı
Eğribük Koyu/Silifke
Silifke/Eğribük koyu ; Mersine yaklaşık 1 saat 15 dk uzaklıkta Antalyayı aratmayacak çok güzel bir yer . Kumu sevmeyen bir karadenizli olarak bugüne kadar Mersin de girdiğim en güzel deniz ve doğa.
Eğer tatil anlayışınızda sakinlik doğal güzellik temiz bir deniz istiyorsanız doğru adres Silifke/ Eğribük Koyu derim. Mersinde yaşayanlar için günü birlik gidilebilecek bir yer. Başta biraz uzak gelebilir ama koya ilk adım attığınızda karşınıza çıkan manzara tüm yorgunluğunuzu bir anda silmeye yetiyor. Sahil yaklaşık 2 km boyunda çakıl taşları mevcut.Koyun iki yanı kocaman kayalık dağlarla çevrili. Ortada küçücük (Güvercin ada) bir ada . Antik kalıntıları da bulunan ,Yüzme bilen ve bilmeyenler için ideal bir yer. Aslında fazla keşfedilmiş sayılmaz.
Koyun etrafında tesis falan yok, sit alanı. Gelen turistlerin ihtiyaçlarını karşılamak için doğal şartlarda yapılmış arazi sahibinin işlettiği bir tesis var. Yanınızda yiyecek bir şey almadıysanız eğer, orada ne varsa onu yemek zorundasınız, tercih hakkınız yok zaten.
Kamp yapmayı sevenler için çok uygun, her yer doğal ortam. Tuvalet yok, duş yok. Sadece işyeri sahibinin kendi yaptığı, duş ile 1 tl karşılığı tuzlu su dan kurtulmuş oluyorsunuz.
Koya giderken şemsiyenizi plaj sandalyelerinizi yiyeceklerinizi ve suyunuzu götürürseniz daha konforlu ve zevkli bir tatil yapmış olursunuz. Malum çocukların istekleri hiç bitmez.
Deniz içinde şnoker ve paletlerinizi de yanınıza almayı unutmayın . Deniz o kadar berrak ki balıklarla birlikte yüzüyorsunuz. Ne çok kalabalık ne çok ıssız sakin . Her gün tekne turları 15 dk uğrayıp koyun hareketlenmesini sağlıyor.
21 Nisan 2015 Salı
İçerideki Çocuklara Anaokulu
“ İçerdeki Çocuklara” Anaokulu
Anneleri
cezaevinde olduğu için, parmaklıklar arasında yaşamak zorunda kalan 0-6 yaş
arası cezaevi çocuklarının oyun ve eğitim imkanlarının iyileştirilmesi için “İçerde
çocuk var” adıyla bir sosyal proje başlatıldı.
Projeyle Türkiye
genelindeki 7 kadın ceza infaz
kurumundaki anaokullarının iyileştirilmesi amaçlanıyor. Projenin ilk adımı Adalet Bakanlığı’nın izni ve
işbirliğiyle İstanbul Bakırköy Kadın İnfaz Kurumu’nda atıldı.
Çeşitli meslek
gruplarından 24 duyarlı vatandaşın gönüllü olarak yola çıkıp, Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük
Vakfı ile bir araya gelerek başlattığı İçerde Çocuk Var adlı projenin
amacı, cezaevlerinde, annelerinin hem
yatağını hem de kaderini paylaşan miniklerin
hayatına dokunarak geleceklerine katkıda bulunmak. Proje,cezaevi çocuklarına öğrenebilecekleri,
eğlenebilecekleri eksiksiz bir anaokulu ortamı oluşturmak, yeşil alanlar
yaratarak doğayla tanışmalarını sağlamak, gelişimlerine uygun yemek
hazırlanabilecek mutfak inşa etmek ve dış mekan oyun alanı kurarak cezaevi
içinde özgür bir yaşam alanı yaratmayı hedefliyor.
İstanbul
Bakırköy Cezaevi’nde başlayacak proje
kapsamında, mahkum annelerinin kaderini yaşamak zorunda kalan cezaevlerinin
masum çocukları için kaynak bulmak amacıyla çeşitli etkinlikler ve kampanyalar
yapılacak. Ayrıca, İstanbul Valiliği’nin izniyle alınan 4528’e gönderilecek SMS’ler ve banka hesap numarasına yapılacak
bağışlarla kampanyaya gelir sağlanacak. Böylece, mevcut anaokullarının iyileştirilmesi ve anaokulu bulunmayan kadın
cezaevlerinde de yeni ana okullarının yapılmasında kullanılacak. Hedeflenen anaokullarının
çocuklara kazandırılmasından sonra ise proje,
cezaevi çocuklarının dışarıdaki yaşıtları ile eşdeğer eğitim şansına sahip olmalarını sağlamak ve cezaevi yaşam koşullarının iyileştirilmesi için devam edecek.
İlk adım İstanbul’ da
Türkiye’deki
7 tane kadın ceza infaz kurumunda yaklaşık 5 bin kadın mahkum var. Bunlardan 370 Kadın mahkum, 0-6
yaş arası çocuklarını kendi yatağında yatırarak cezaevinde büyütüyor. Örneğin, İstanbul Bakırköy Kadın Cezaevi’nde mahkum anneleriyle
cezaevinde yaşayan 0-6 yaş arası 53
çocuk var. Bakırköy Cezaevi’ndeki çocukların bir kreşi var ancak bu kreşin de
iyileştirilmesi, eğitici oyuncak ve kitaplarla yeniden elden geçirilmesi
gerekiyor. Projenin ilk adımı da Adalet Bakanlığı’nın izni ve işbirliğiyle
Bakırköy Cezaevi’nde atılacak.
Oyuncak ve oyun arkadaşları yok
Cezaevinde
doğan ya da annelerinin kucağında parmaklıklar arkasına gelen, cezaevlerinin
masum çocukları, hayatlarının en önemli evrelerini yaşıtlarının sahip olduğu birçok
şeyden yoksun, olumsuz koşullarda geçiriyor. Oyun oynama ve eğitim almaları
gereken zamanlarını annelerinin koğuşunda, çeşitli suçlardan mahkum, yetişkin
kadın koğuş arkadaşlarıyla geçiren çocukların, bu süreçte yaşadıkları deneyim, hayatlarının
sonraki dönemlerini özellikle ergenlik ve gençlik yıllarını ne yazık ki
derinden etkiliyor. Koğuşlar kalabalık olmasın diye her koğuşa sadece bir
çocuğun konulduğu cezaevi çocuklarının oyuncak ve kendi yaşıtı oyun arkadaşları
yok.
“İçerde
Çocuk Var” projesi ilk adım İstanbul’da Bakırköy Kadın İnfaz Kurumu’nda atıldı.
Tüm mimari ve inşaat hazırlıkları tamamlanan anaokulunun çok yakın bir zamanda
tamamlanması hedefleniyor. Bakırköy Kadın İnfaz Kurumu tamamlandıktan sonra
Türkiye’de bulunan diğer Kadın cezaevlerine de anaokulu kazandırılacak. Böylece
proje ile cezaevi çocukları, kreş, oyuncak
ve oyun arkadaşlarına kavuşacaklar.
Bağış için;
COCUK yazıp 4528’ e SMS gönderilebilir.
COCUK yazıp 4528’ e SMS gönderilebilir.
Banka bağışı için; Vakıfbank Kadıköy
Şubesi, Şube kodu 012 Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı (TL)
TR 94 0001
5001 5800 7303 0490 01
Bilgi : Arife Avcu
Çallıoğlu
İletişim Ofisi Halkla
İlişkiler Ajansı
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)